COVİD 19 -İhtişam ve Sefalete Doğru
Son dönem yaşanılanlara bakarsak COVİD sonrası toplumların dönüşmesi kaçınılmaz.
Ama neye, nasıl ve ne kadar dönüşecek?
Bu dönüşüm kime nasıl gelecek ?
Öyle görünüyor ki COVİD ayrımların altını daha bir kalın çizgi ile çizecek. Ekonomik yaşamın kaybedenleri ve kazananları olacak.
Kazananlar küçük, geçici ve sıradan zevklerin peşine düşecek. Geç-kapitalizmin tüketim furyası bunun alt yapısını oluşturmuştu zaten.
Nietzsche’nin Acınacak Rahatlık dediği amaçsızlık durumu, özellikle COVİD dönemini yaşayan ergen ve gençlerde yaygın bir hal alacak gibi duruyor.
Birey, kendi bireyselliğine gömülecek, ve kendisi dışında bir anlam kurgusunun parçası olmayacak.
Sonuç olarak bu bir daralma ve hayatın eskisi gibi olmayan anlamlandırılması olarak öne çıkacak.
Kimse kimsenin derdine yanmayacak ve kayıtsızlık ortak şiar olacak.
Sadece niceliksel olarak ifade edilmeye başlanan birey, hiç bir nitelik gösteremeyecek.
Kendi iç dünyasına kapalı ve sadece ama sadece özel yaşamın konforu odaklı bireyler olarak yaşamaya devam edecekler.
Sefalete doğru sürüklenirken ayakta kalma mücadelesinin nasıl olacağı hiç tartışma gündemine gelmeyecek.
Zira, kayıtsızlığın hakim kılındığı toplumda, bireylerin dönüştürücü gücünden uzaklaşması da kaçınılmaz olacak.
Yumuşak despotluğa ve konformist bir yaşama boyun eğecek bireyler olarak rasyonel karar verme gücünden yoksun kalınacak.
